31 Ağustos 2016 Çarşamba

Yepyeni bir Cemre Gümeli röportajı iyi okumalar  ツ 


Tatlı İntikam’dan bir çift taze soluk; Cemre Gümeli ve Emre Taşkıran

Bir dizi var; hikâyesiyle, oyuncularının başarısıyla, müziğiyle, saçtığı güzel enerjisiyle yayınlandığı ilk günden itibaren izleyicilerin gönlünde taht kurdu. “Acaba nedir nedir?” demeye kalmadan, cevaplarınızı duyar gibiyim; evet Tatlı İntikam’dan bahsediyorum! Dizinin dalgalanıp da durulan, hızlı koşup yorulan tatlı mı tatlı çifti Simay ve Hakan’ı yakın markaja aldık, karakterleri canlandıran genç oyuncular Cemre Gümeli ve Emre Taşkıran ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

-Her hafta sizi Simay ve Hakan olarak izliyoruz. Onları bir de sizden dinleyelim.
+Cemre Gümeli: Simay, sistaların beyni. Başkalarına akıl veren davranışlarıyla adeta mantık abidesi kendisi. Mesela Başak daha duygularıyla hareket ederken, keza Pelin de öyle, Simay kız grubu içinde böyle bir misyon üstlenmiş durumda. Daha toparlayıcı, daha sakin kalmaya çalışan, biraz daha domestik bir karakter. ‘’Ben evliyim, her şeyi bilirim, en iyi ben bilirim’’ gibi kız grubu içinde tavsiyeler verse de kendine döndüğünde çok komik hatalar yapabiliyor. Ama olaylar karşısında diğer kızlara oranla daha sakin, panik değil.

-Peki, karakterinle aranızda bir benzerlik bul desem?

+Cemre Gümeli: Simay bazen çok fazla kafa yorabiliyor bazı şeylere, benim de zaman zaman üzerine aşırı kafa yorduğum şeyler olabiliyor. Fakat genel olarak düşünüldüğünde Simay’la birbirimize pek benzemiyoruz. Her şeyden önce ben kesinlikle o kadar sakin biri değilim (gülüyor). Daha tez canlıyımdır, genel olarak günlük hayatımda bir şey hemen olsun bitsin isterim.

-Dizide kızlar arasında üçlü bir koalisyon var. Bu gerçek hayatta da var galiba aranızda? Leyla Lydia Tuğutlu ve Hazal Türesan hakkında ne söylemek istersin?

+Cemre Gümeli: Öyle tabii. Biz belli günler çalışıyoruz ama Leyla sürekli sette olmak zorunda. Bu yüzden aslında Hazal’la daha çok vakit geçirdiğimiz oluyor bazen. Dizi için okumaları yaptığımız ilk günden daha saatlerce oturup, sohbet etmiştik yani elektriğimiz daha o anda tutmuştu. Hem Leyla hem de Hazal birlikte çalışması ve vakit geçirmesi çok keyifli ve tatlı insanlar.

-Şimdi gelelim gerçek hayattaki size. Neden oyunculuk? Yani kiminin sağlam bir hikâyesi vardır meslek seçiminde, kiminin de tamamen tesadüftür ya hani?

+Cemre Gümeli: Benim hayatımda tiyatro hep vardı. Üniversite'ye girdim, o sırada bir dönem Haldun Dormen'le çalışıp tiyatroda farklı ekiplerde rol aldım. Daha sonra üniversitede kendi okuluma bağlı bir ekip vardı, yaklaşık dört yıl onlarla çalıştım. Sonra bu işi profesyonel olarak yapmak istediğimi ve oyunculuğa tutkuyla bağlandığımı fark ettim. Derken kendimi New York'da buldum. Orada beş buçuk ay kaldım. Sanat okumaya devam ederken kalan tüm vaktimi tiyatroda geçiriyordum. Haldun Hoca'nın üzerine farklı ekollerden de bir şeyler katmış oldum kendime. Oradan döndüğümde bu işe başlamak için kendimi hazır hissediyordum. Tam da bu dönemde kendimi "Tatlı İntikam" ekibinin içinde buldum. Annemle babam için de şaşırtıcı olmadı, çünkü oyunculuğa olan eğilimimi biliyorlardı.

-Peki; Türkiye'den ya da dünyadan "İdolüm" diyebileceğiniz oyuncular kimler?

+Cemre Gümeli: Çok var aslında ama aklıma ilk gelen, oynadığı belki de bütün filmleri izlediğim için Kate Winslet. Bakışıyla ve duruşuyla oynadığı her role aynı inandırıcılıkta bürünebilen bir kadın. Büyük hayranıyım kendisinin.
-Bir dizi oyuncusu olarak siz nasıl izleyicilersiniz? Bazıları oynar ama izleyemez kendini; siz izler misiniz?
+Cemre Gümeli: Ben aslında kendimi izlemekten çok haz etmiyorum. Fakat tabii ki hatalarımı görmek açısından izlemem ve ne yaptığımı görmem gerekiyor ki, kendime notlar çıkarabileyim. Böylece bir yerde bir sıkıntı varsa onu düzeltip kendime bir şeyler katabilirim. O yüzden izlemeye çalışıyorum. Başkalarını izlerken de ne çok pasif kalabiliyorum ne de çok eleştiriyorum. Bir şey görürsem kendi kendime "Aa... Acaba niye bunu böyle yapmamışlar da öyle yapmışlar" diye sorgularım. Ayrıca medya geçmişimden dolayı iyi fotoğraf ve ışık gibi alanlara hakimim. O yüzden bazen biraz yorucu olabiliyor bu.

-Şu aralar deli gibi izlediğiniz, tutkunu olduğunuz bir dizi var mı? Ya da gelmiş geçmiş en favori diziniz?
+Cemre Gümeli: Şu aralar en sevdiğim dizi "Shameless". Eskilerden de "Friends" ve "Sex and the City" hastasıyım.

-Peki, en son izlediğiniz film nedir?

+Cemre Gümeli: Woody Allen'ın Cafe Society'si.

-Sizi en çok etkileyen, "Şu sahnede keşke ben oynasaydım!" dediğiniz film hangisi?

+Cemre Gümeli: En sevdiğim filmlerden biri "Eternal Sunshine of the Spotless Mind". Yaklaşık 15 kere izlemişimdir. Malum, Kate Winsle hayranıyım. Filmde canlandırdığı Clementine Kruczynski'yi oynamayı çok isterdim çünkü dengesiz, gelgitleri olan bir kadın. Jim Carrrey'nin canlandırdığı Joel Barish karakteri Clementine'a dair hafızasındaki anıları sildiriyor. Ve silinmesine yakın "Artık sonuna geldik, bitiyor gideceksin hafızamdan" diyor. O da "Bir daha ki sefere..." şeklinde karşılık veriyor. Mesela o sahne beni her zaman çok etkiler çünkü duygusu çok yüksek.
-Türkiye'de karşılıklı oynamayı özellikle istediğin bir oyuncu var mı?
+Cemre Gümeli: Aslında o kadar çok isim var ki, birini söylesem mutlaka diğeri eksik kalacak. Fakat aklıma ilk gelen Haluk Bilginer ve Genco Erkal.
-En çok kimin takdirini almak "Tamam, artık ben olmuşum, iyiyim bu işte!" diye düşündürür sana? Ya da kimin takdirini almak mutluluktan havalara uçurur?
+Cemre Gümeli: Ben de kesinlikle Emre gibi düşünüyorum. Oyunculukta pişmenin bir sonu yok. Her yeni gelen karakterle kendine bir şeyler katıyorsun... Ayrıca Meryl Streep oyunculuğum hakkında güzel şeyler söylese havalara uçarım herhalde...
-Şimdi beş kelime sayacağım; bu kelimelerin sizdeki karşılıklarını öğrenmek istiyorum...

+Cemre Gümeli: Hayat: Deneyim
Mutluluk: İstediğini yapabilme özgürlüğü
Yemek: Mutluluk
Sevgili: Yol arkadaşı
İntikam: Çok gerekli olduğunu düşünmediğim bir duygu (Çünkü ben karmaya ve ilahi adalete inanan bir insanım ve intikamın benim hayatımda yeri yok)

-Hayat gailesinde herkes bir şeylerin peşinde. Sen neyin peşindesin şu hayatta mesela? Nasıl hayallerin var kendinle ilgili?

+Cemre Gümeli: Hayatımın bir döneminde kendi mesleğimi yurt dışında da yapabilmeyi çok isterim. Bununla ilgili hayallerim var...

-Arada sırada bunaldığın oluyor mu? Hiç "Nereden seçtim bu mesleği!" dedirtecek bir olay yaşadın mı mesela? Ya da "Yanlış mı yaptım?" diye tereddüt ettiğin anlar oldu mu?

+Cemre Gümeli: Geç saatlere kadar çalıştığımız, çok yorulduğumuz tabii ki oluyor. Ama ben okul zamanlarımda da öyleydim. Çift dal yapıyordum ve iki dalı birden koşturmak zorundaydım. Bir yandan da tiyatroyu idare etmem gerekiyordu. O da haftanın dört beş günüydü. Yani hayatım boyunca hep yoğundum. O yüzden bu tempo alışık olmadığım bir şey değil. Ayrıca işimiz güzel, çalıştığımız insanlar güzel, biraz da pozitif yaklaşınca bıkkınlık da olmuyor, yorgunluk da.

-Daha çok yenisiniz bu sektörde ama bir gün bu işten soğursanız mesleki anlamda bir “B planı” var mı kafanızda? Yani bir gün bu işten uzaklaşmaya karar verirseniz ne yaparsanız?

+Cemre Gümeli: Böyle bir planım yok şu an çünkü oyunculuktan başka bir şey düşünemiyorum. Ama medyadan geldiğim için işin sinematografik kısmını çok seviyorum. Bir şeyler yaratmayı seviyorum ve şu anda bile vaktim olsa kendi kendime bir şeyler çeker kurgularım.

-Dört dörtlük bir oyuncu olmak için her şeyi yapar mısın? Sana verilen her rolü oynar mısın? Kuralların, sınırların var mı? Ya da şöyle sorayım; iyi oyuncu olmanın sendeki karşılığı ne?

+Cemre Gümeli: Rol için üstlenilen görev gerçek manada senaryoya hizmet ediyorsa, çoğu şeyin yapılabileceğini düşünüyorum. İyi oyuncu olmaya giden yolun da kendini geliştirmekten geçtiğine inanıyorum.. Çünkü kendine bir şeyler katarak ilerlemezsen bir yere varamazsın…
-Yazma kabiliyetin var mı? Ya da şöyle sorayım; sanatın başka dallarına ilgin ne durumda?
+Cemre Gümeli: Yazma kabiliyetim olduğu çok da söylenemez. Fakat sanatın pek çok alanına ilgim var. Mesela sanat tarihi çok önemli benim için. Ayrıca uzun dönem piyano çaldım ama epeydir elimi sürmedim. Bale yaptım uzun bir dönem. Şu an ona dönme istediğim de var, saatlerce pointe çıkabilirim…

-Tiyatro mu sinema mı? Hangisini izlerken daha büyük keyif alıyorsun?

+Cemre Gümeli: Ne bileyim aslında ayırt edemiyorum… Tiyatro için ölüyorum ama film hastası da bir insanım. Tiyatroda şimdiye kadar bulunduğum ekiplerde hep çok severek oynadım. Bundan sonrası için de oynamayı çok isterim. Tiyatro izleyicisi olmakla alakalı da şunu söyleyebilirim; bir oyunu izliyorsunuz ve o oyunun bir dinamiği var, seyirciden aldığı tepkiyle yürüyor, orada bir enerji sirkülâsyonu var. Yani bu açıdan tiyatro inanılmaz bir şey.

-Yılın ilk yarısını geride bıraktık. Bu kısmı tek kelimeyle tarif etmeni istesek? Bu yılın kelimesi ne olur senin için?

+Cemre Gümeli: Bu yılın kelimesi bende; çalışmak, ilerlemek.

-Şimdi bunu da sormadan geçemeyeceğim; dizide Pelin’in başına gelen gerçek hayatta da senin başına gelse ne yapardın? Batıl inançların var mı?

+Cemre Gümeli: Benim o türlü batıl inançlarım yok. Ve öyle olmak hayatı çok zorlaştırır diye düşünüyorum.
-Ve sana göre aşk… Bir insanda neyi bulursan ‘İşte bu aşk’ dersin?
+Cemre Gümeli: Bence aşk insanı “İşte bu aşk" diyemeyecek kadar aptal eden bir şey. Yine de, bir ilişki varsa güven konusunu halledebilmiş olmalıyız, toleranslı davranabiliyor olmalıyız, zaten aşk ise o, çok iyi arkadaş olmamız gerekir önce, her şeyi paylaşabilir olmalıyız birbirimizle. Bunlar varsa aşk vardır.

-Sanıyorum yalnızsınız ikinizde. Bu tercih edilmiş bir yalnızlık mı? Yoksa şu an hayatınızda aşka yer yok mu?
+Cemre Gümeli: Tercih edilmiş bir şey değil de, ben şu an tamamen işime kanalize olmuş durumdayım. Hayatım iş.
-İnsanların seni tanıdıktan sonra “Vay be şuna bak” dedikleri şaşırtan bir özelliğin var mı? Kuytu köşende kalmış, dışarıdan bakınca senden beklenilmeyen ama yakından tanıyınca insanların şaşırdığı falan…
+Cemre Gümeli: İnsanlar benimle tanışmadan evvel çok soğuk bulurlar beni, tanıdıktan sonra da sıcakkanlı tavırlarıma çok şaşırırlar.

-Müzikle aran nasıl? Herkesin gece uyumadan önce üst üste dinlediği şarkılar vardır, senin şarkın hangisi?

+Cemre Gümeli: İyi bir dinleyici olduğumu söyleyebilirim, piyano çalıyordum bir dönemler. Sesim çok da iyi diyemem ama şarkı mırıldanmayı severim. Selah Sue’nin son albümünü bu aralar tekrar tekrar dinliyorum.

-Ve son olarak; pek çok genç son yıllarda yurt dışına yerleşme hayalleri peşinde. Senin yakın gelecekle ilgili bu türlü planların var mı? Nasıl bakıyorsun bu konuya?
+Cemre Gümeli: Yurtdışında yaşadığım dönem boyunca çok keyif aldım. Ve şimdi tabii ki buradaki hayatımı çok seviyorum ama orayı da özlüyorum. Az evvel söylediğim gibi, kaç yıl sonra olur bilmiyorum ama kendi mesleğimi yurt dışında da yapmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder